YEŞİL KURBAĞA

YEŞİL KURBAĞA

27.08.2009 

Senesini hatırlamıyorum yeni emekli olduğum yıllardı .
Köy imecesinde türbe etrafında çalışma yapıyorduk .
Kimileri taş taşıyor ,kimileri harç karıyor,kimileri kazma kürek çalışıyor duvar örülecek.

KAYIP DANA

Bir akşam (Balcının)BEKİR ÖZDEMİR ,sığırdan gelmeyen danasını aramaya çıkar.

DOST KİMDİR

27.08.2009

Dost kimdir?

Acaba kaç tane dostumuz var?
Birileri dostlugu şöyle tanımlamış:Dostluklar ırmak gibidir kiminin suyu az kiminin çok kimininde ellerini ıslar sadece ruhun yıkanır boydan boya.

YAZILI PANTOLON

Yıl 1959 Kadıköy Kemal Atatürk Ortaokulu 3.sınıf .
evimizde su ve elektirik yok ,tek odalı gecekondu .
İki pantolonum vardı ,günlük ,ve okul .Okul pantolonumu pazar gününden yıkadım ,

ASKER

ASKER 

 02.12.2009

Asker gül mehmet ankara merkez komutanlığında inzibat askeri ,
Bir kış günü tandoğan maydanında nokta nöbeti beklerken anıt kabir tarafına bakıyordum ,arkamdan bir ses asker oğlum baksana bana ,döndüm babam

SU SUVARMA

SU SUVARMA
Bir sabah karanlığı galata suya gittim taş köprüden avlıyasların suyunu götürecektim
taş köprüden ekin oluğu üstünden giderken o koca kavakların dibinde el fenerimin

MUHARREM EROĞLU

Değerli dostum,arkadaşım,sırdaşım dini bütün ,hayır sever Muharrem Eroğlu.

DOSTUM MUHARREM EROĞLU

DOSTUM MUHARREM EROĞLU.
Bu gün sen tanrının rahmetine kavuşalı bir yıl oldu .
Seni unutmak mümkünmü?

ZAVALLI ÇANKIRI

ZAVALLI ÇANKIRI
Türkiye nin 18 pilakalı 81 ili
Odur içimizde en dogru sevgili .
68 yaşımdayım bildim bileli
Vah zavallı Çankırı görmedi hizmeti birtürlü

SESSİZ ÇIGLIK

SESSİZ ÇIGLIK
Hava karardı bir hüzün çöktü Alpsarı ya .
Yandı kimsesiz sokakların lambaları .
İmam efendi yine yalnız kıldı yatsı namazını .
Loş ışıklar birer birer sönüyor .

KÖYDEN ŞEHİRE

KÖYDEN ŞEHİRE


Köylüler çekildi göçtü şehire,


Benzedi denize,akan nehire,

KAYIKÇI

KAYIKÇI
Tahta bavulumu aldım elime
Alpsarıdan bindim kara trene.
Benden selam olsun taze geline
Deniz kazan ,kürek kepçe neyleyim

GURBET TRENİ

Sene otuzlarda yapıdı tren yolumuz .
Dogudan batıya uzandı iki kolumuz .
Çelik raylarla demir köprümüz.
Hoş geldin köyümüze gurbet treni.

Sarı Mehmet korusundan sesin duyulur.
Gece, gündüz demez yola koyulur.
Mekanları oda oda bölünür .
Hoş geldin köyümüze gurbet treni .

Yolları çelikten kostümü demir.
İçtiğin su dur ,yediğin kömür.
Git git bitmiyor çektiğin ömür.
Hoş geldin köyümüze gurbet treni.

Yolcunu alınca ağır ağır kalkarsın.
Yanlarından buhar,alttan lavlar saçarsın.
Bazen geç gelir, bazen kaçarsın.
Hoş geldin köyümüze gurbet treni.

Alpsarı ile Çankırı nın arası
Arkadan ağlar baba,ana,oğlu,karısı.
Acı acı ötme deşme yaramı .
Yolun açık olsun gurbet treni.

Yazan:Gül Mehmet ÖZDEMİR.

ESKİ ALPSARI

ESKİ ALPSARI

Birzamanlar bu evlerde insanlar vardı .

Çocuklar sokaklarda koşar oynardı .

Ninelee ,anneler yayık çalkardı .

Ne hallere düştü eski ALPSARI .

SEYİR DEFTERİM

SEYİR DEFTERİM
Alpsarıda doğdum çorak bir evde
Çocukluğum geçti yokluk içinde.
Okudum köyün ilk mektebinde
Zaman nasıl geçti hiç anlamadım.
Küçük yaşta geldim gurbet ellere
Ugraştım didindim koca şehirde
Genç yaşımda yorgun düştüm bu yerde
Zaman nasıl geçti hiç anlamadım.
Askerden gelince köyde evlendim
Dört çocuğum oldu hepsini everdim.
Çalıştım didindim çok uğraş verdim
Zaman nasıl geçti hiç anlamadım.
Emekli olunca köyüme geldim
Elimden geldikçe iyilik ettim
Bazen aldım bazen cebimden verdim
Zaman nasıl geçti hiç anlamadım
Saçlarım ağardı,dişim kalmadı.
Dizlerimde yürümeye derman kalmadı
Sözümü dinleyen yok ,ferman kalmadı
Zaman nasıl geçti hiç anlamadım.
Ah dostlarım çoktur benim sözlerim
Saçma sapan olmuş lütfen demeyin.
İçimden geldigi gibi sögledım
Yaş altmışbeş olmuş hiç anlamadım
Yazan ; Gül Mehmet ÖZDEMİR

ALPSARI

ALPSARI
Büyüdükçe büyür, ayrılık,ALPSARI ,
Bana, dedin ki hep, bitecek elbet
İçimde, ur gibi, durursun ALPSARI
Bakmadın gözümden, akan yaşlara

YALNIZ KALAN ALPSARI

YALNIZ KALAN ALPSARI
Ağlama Alpsarı sil göz yaşlarını ,benide ağlatma .

Seni son yıllarda daha üzgün görüyorum .

Hastalığın ilerlemiş bes belli .

Senin gibilerin çoğunda var bu hastalık